Hiçbir iktidar bir
suçluyu halkı için cezalandırmaz ya da hiçbir iktidar bir deliyi onun sosyal
çevresi için iyileştirmez.
Suçluyu
cezalandırmasının arkasında iktidarını sağlamlaştırmak, deliyi iyileştirmesinin
arkasında ise kendi akılsızlığıyla uyumlu akılsızlar ordusu yaratma güdüsü
yatar.
Uzaktan bakınca
bir suçluyu cezaevine kapatmakla bir deliyi tımarhaneye kapatmak arasında suç
nüansı olduğu kanısına varabilirsiniz.
Ama değil!
Meselenin
bilinçaltına baktığınızda halinden memnun sorgulamayan bir parya silsilesi
yaratama çabası olduğunu kolaylıkla görebilirsiniz.
Konuyu birkaç
metafor üzerinden gündelik hayata indirgediğimizde durumun hem gerçekliğini hem
de vehametini göreceksiniz.
Mesela sistem
kendi iktidarının sınırlarını genişlettikçe insani yaşam alanlarının günden
güne nasıl daraldığını kendi yaşamınızdan kolaylıkla anlayabilirsiniz herhalde.
Buna karşı
çıktığınız anda da belirli bir yaptırımla karşı karşıya olduğunuz gerçeğiyle
de.
Yani durum o kadar
korkunç ki:
İnsanca yaşamak
için kendinize bir yaşam alanı yarattığınız anda potansiyel suçlu ilan edilip
kapatılmanız an meselesi.
Delilikte de durum
çok farklı değil:
İktidar günden
güne sokak hayatındaki toplumsal iktidarı o kadar acımasızca trampalıyor ki
yığınla hastalık ortaya çıkıyor.
Ve ortaya çıkan bu
hastalıkları meydana getiren etkenlerin iyileştirilmesi gerekirken ona maruz
bırakılan birey her an hastalık olarak ilan edilip kapatılmakla karşı karşıya
kalıyor.
Pozitif bilimlerin
bunun karşısında olması bu gidişata bir alternatif üretip insanlara daha
sağlıklı yaşam alanları yaratması gerekirken tam tersinin gündelik hayata
tezahür etmesi de ayrı bir dramdır.
Çünkü adalet ve
tıp zamanla iktidar karşısında yıpranmış nihayetinde masumiyetini yitirmiş
tabiri caizse; “onun şehvetine göre pozisyon alan birer fahişe haline
gelmiştir”.
Lafı fazla
uzatmaya gerek yok bir güç delisi olarak iktidar ve onu var gücüyle yücelten
pozitif bilimler insanı günden güne elinin altına almış nihayetinde insanı
kendine esir etmiştir.
Hayatında en az
bir kez yolu adliyeye ya da tımarhaneye düşen herkese de bunu en acımasız
şekilde hissettirmiştir.
No comments:
Post a Comment